18 Nisan 2015 Cumartesi

Eksik Parça - Michelle Hodkin || KCBT || Alıntılar

Yeni yeni bir alıntılar postuma karşımızdayım :)) Öyle bol bol konuşmayacağım hemen alıntılara geçeceğim bugün :) 

Akli dengemin o narin dokusunda, görmezden gelmesi imkansız olan ilk delilikti bu. Güldüm. O derece delirmiştim.

Ölmüştü. Ben bunu istedikten sadece birkaç saat sonra. Tam da benim istediğim şekilde. Tesadüf. Öyle olmalı.

O ağız. Sigara içmek kötü bir alışkanlıktı, evet. Ama Noah içerken inanılmaz görünüyordu.


Doğruyu söylüyordum. Noah'ın rahatının kaçtığı bir anı hayal etmek imkansızda. Daima rahattı. Ve hayattan bıkmış gibi. Ve harika. Ve ben onun yanında oturuyordum. Çok yakınında.

Başka bir şey var mı? Görmemen gerektiği halde gördüğün bir şey? Ya da duymaman gerektiği halde duyduğun?

Gözlerimi kısmıştım. "Çok kötüsün." Cevap vermek yerine gülümsedi ve hafifçe burnuma dokundu. "Sen de beninsin," dedi ve gitti.


İstediğim hiçbir şey yok. Yapamayacağım hiçbir şey yok. Hiçbir şeyi umursamıyorum. Ne olursa olsun ben düzenbazlığıma devam ediyorum. Kendi hayatımda bir oyuncu gibiyim.

"Herkes birlikte olduğumuzu düşünecek." 
"Bırak düşünsünler," dedi. 
"Ama..."
"Aması falan yok. Ben öyle düşünmelerini istiyorum."
"Ben rol yapmayı beceremem," dedim ağzını ararcasına. Noah da o parmaklarını kolumda gezdirerek elimi tuttu ve ağzına götürdü. Dudakları, mümkün olmayan bir yumuşaklıkla eklemlerimi okşuyordu. Gözlerime baktığı anda öldüğümü zannettim. 
"Yapma o zaman." 

Masanın altından elimi tutup gülümsedi, ben de ona karşılık verdim. Mutluydum. Ve bunun sürmesini her şeyden çok istiyordum. 

"Canını yakmak istemiyorum," diye fısıldadım. Oysa muhtemelen, canı yanacak olan bendim. Burunlarımız birbirine değdi; dudaklarımızı birbirinden ayıran yalnızca kusursuz ve acı dolu, kısacık bir andı. "İstesen de yapamazsın."

Kimse mükemmel değildir. 


İki yanımı saran, bedenlerini terk etmiş birer ruh gibi görünen ışıklara bakarken kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Bir çift göz. Üç. Yedi. Daha fazla sayamıyordum. 

Kardeşim kayıptı, tek başınaydı ve benden daha çok korkuyordu. Ona yardım edecek kimse yoktu, bizden başka. Ve artık, bizim de böyle bir şansımız kalmayacak gibi görünüyordu. Noah, onu nerede bulabileceğimizi bilen tek insandı ve kendini öldürmek üzereydi. 

Bana sonsuzluk gibi gelen bir süre boyunca kendimi mükemmel hissetmiştim. Noah'ın dudakları karşısında gülümseyip parmaklarımı saçlarında gezdiriyordum. 
"Noah."
Ama karşımda duran Noah değil Jude'du. Ve Claire. Ve Rachel. Ve ölü. 
Bir an beni tuğlaların arasına karışacağımı sanacağım kadar sert bir şekilde duvara yapıştırırken bir an sonra kapana kısılan o olmuştu. Hasta odasında, benimle. Ve artık kurban olan ben değildim. 
Oydu. 

Deli değildim ben. 
Ölümcüldüm. 
Noah'ın elini saçlarımda gezdirmesiyse harikaydı; acı verecek kadar harika. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. 

Parmakları elmacık kemiğimi okşuyor, tenimi uyandırıyordu. Ama kalbim hızlanmadı. Hatta atmıyordu bile. Artık bir kalbim yoktu. 

Noah'ın ne kolları ne de yatağı beni günahlarımın iniltisinden koruyabilirdi. 

'Eğer bir kız seni uzun, çok uzun bir süre severse gerçek olursun. Ama sadece oyuncak olarak görmez ve gerçekten severse,'" diye devam etti. "'Canın yanar mı peki?' diye sormuş bu kez oğlan. 'Bazen. Ama Gerçek olmuşsan, acı çekmekten de korkmazsın.'


17 Nisan 2015 Cuma

Eksik Parça - Michelle Hodkin || KCBT || Yorum

I

Kitabın Adı: Eksik Parça
Orijinal Adı: The Unbecoming of Mara Dyer 
Seri Sıralaması Mara Dyer #1
Sayfa Sayısı: 424
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Fiyatı: ₺29
GR Puanı: 4.12/5
Puanım: 4/5

Bir gün uyandığında son birkaç gününü hatırlayamadığını düşün... Mucizevi bir şekilde kurtulduğun kazada tüm arkadaşlarını kaybettiğini, Ailenin yeni bir sayfa açmak için taşınmak zorunda kaldığını, Kendi geçmişinle ilgili senden daha fazlasını bilen bir çocukla tanıştığını, Tüm yaşadıklarından sonra yeniden âşık olabildiğini, Gerçek olması imkânsız halüsinasyonlar gördüğünü, Aklını kaçırdığından endişelenmeye başladığını düşün. Ne yapardın? Mara Dyer işte bu sorunun cevabını öğrenmek üzere… 

"Mara Dyer'ın unutulmaz bir rüyayı andıran, gizemli ve romantik hikâyesi sizi esir alacak." 
-Cassandra Clare, New York Times çoksatanı Mortal Instruments serisinin yazarı-

"Eksik Parça kara mizah, merak uyandıran gerilim ve samimiyet arasında nadir bulunan bir denge kurmayı başarmış. Bir an kahkaha atarken hemen arkasından korkup tüm ışıkları açarak battaniyenin altına girmek istedim. Michelle Hodkin, tüyler ürperten betimlemeleri ve iç ısıtan romantik sahneleriyle yetenek ve kalitesini gözler önüne sermiş. Daha önce böyle bir roman okumamıştım." 
-Veronica Roth, New York Times çoksatanı Divergent serisinin yazarı-

"Eksik Parça, zekice yazılmış, büyüleyici bir gerilim romanı. Gizemli erkekleri, tehlikeli kadınları ve çok karmaşık aşk hikâyelerini sevenler için mükemmel bir eser."
 -Kirsten Miller, New York Times çoksatan yazarı-

"Vay canına. Michelle Hodkin'in ilk kitabı sizi son sayfasına kadar merakta bırakacak." 
-Beth Revis, New York Times çoksatan yazarı-

"Şiirsel ve tatlı olduğu kadar ürkütücü ve karmaşık hikâyesiyle Eksik Parça'yı elimden bırakamadım. Bu kitabı okurken bütün ışıkları açın." 
-Rachel Hawkins, New York Times çoksatan yazarı-

•••••••••••••••••••••••••••••••••••
 
Bu turumuzda incelediğimiz kitap yurt dışında büyük ses getirmiş Mara Dyer serisinin ilk kitabı olan Eksik Parça... 

Kitapta orijinal kapak kullanıldı ve tabii ki Pegasus hem kapakta hem de işinde mükemmel bir iş çıkarmış. Çeviri çok akıcı ve hatasızdı. 

Kitap elime ulaştığı gibi okumaya başladım. Başladım ama ilk tepkim eyvah umarım böyle devam etmez demek oldu çünkü yine bir twilight hikayesi okumak istemiyordum. Ama kitap ilerledikçe fark ettim ki çok farkı ve çok çok güzel bir yere gidiyor; derin bir iç çektim ve kendimi kitabın kollarına bıraktım. 


Kitapta bir kaza geçiren ve aklıyla ilgili sorunlar yaşayan bir kız var: Mara. Yeni bir yere taşınmalarıyla olay değişiyor. Kazadan sonra hatırlayamadıklarını hatırlamaya başlıyor. Ve herkes onun psikolojik sorunlar yaşadığını sanarken o bir şeylerin farkına varıyor. Nora yalnızca düşünerek bazı şeyleri gerçek kılabiliyor. Aslında bu ona verilmiş bir hediye, ya da bir lanet... Ama kim tarafından verilmiş ya da bunu insanlara zarar vermeden nasıl kullanacak. 

Okulun popüler çocuğu Noah ise daha en başından tüm olayın farkında. Aynı yetenek onda da var, yalnızca biraz daha değişik bir şekilde. 

Kitap gerçekten çok güzel. Fantastik, distopik, psikolojik olaylar gayet başarılı bir biçimde aktarılmış. Mekan ve olay tasvirleri rahat anlaşılır ve etkileyici. Bu tarzı sevin ya da sevmeyin bence Mara Dyer'ı seveceksiniz. 

"Bir şeyi düşünmek onu gerçek yapmaz. Bir şeyin olmasını istemek, onu gerçekleştirmeye yetmez..."

Alıntıların devamı için yarınki postumu bekleyin... :) 

Pegasus Yayınları'na teşekkürler... 

9 Nisan 2015 Perşembe

Kitap Yorumu: Sevginin Büyüsü || Beth Hoffman


Kitabın Adı:
Sevginin Büyüsü
Sayfa Sayısı: 400
Yayınevi: İndigo Kitap
Fiyatı: 19 TL
GR Puanı: 3.90/5
Puanım: 4/5

Hayatın zorluklarını yenip hayatta kalabilen kadınlar daima güçlü ve güzeldir.

Bazen hayat kötüye gider, her şey içinden çıkılmaz bir hal alır. Yapılacak bir şey yokmuş gibi görünür, sanki çıkmaz bir sokaktasınızdır.İnancınızı yitirdiğiniz, bitti dediğiniz, dua etmekten bile vazgeçtiğiniz anda, hayat size inanmanız, umut etmeniz ve yeniden başlamanız için göz kırpar. Sevginin Büyüsü her şeye rağmen hayata tutunmanın hikâyesi…

"Acıların, insanları gerçek dostluklara ve sevgiye sürükleyişinin büyüleyici hikâyesine tanıklık edeceğiniz, sımsıcak bir roman..."
-Kristin Hannah-

"Sevginin Büyüsü okuyucularına paha biçilmez bir değeri hatırlatıyor: Her şey içinden çıkılmaz göründüğünde bile, birkaç iyi arkadaş hayatınızı bunun tam tersine çevirebilir."
- People-

"Sevginin Büyüsü'nü okurken kalbim CeeCee adına defalarca kırılırken bile, kendimi gülmekten alamadığım zamanlar oldu. CeeCee'nin kaybettiklerini unutamayacaksınız, ama onun cesaretini ve iç dünyasının derinliğini de aklınızdan çıkaramayacaksınız."
- Luanne Rice-

"İnsanın içine işleyen dokunaklı bir roman. Güney'in yaz akşamlarındaki manolya kokuları gibi cazip, kendini sevdiren ve tatlı tadındaki bu kitabı okumak gerçek bir keyif."
- Mary Kay Andrews-

                                  ~•~•~

Aramıza artık yepyeni bir yayınevi katıldı :) Öncelikle hoşgeldin İndigo. Bu güzel kapak, bu kaliteli baskı ve bu hatasız çeviriyle geldiğin için çok mutluyum. Her ne kadar kitabın orijinal kapağının benim için yeri ayrı olsa da bizim kapağımız da gayet güzel :) 


Kitap ufak yaşta annesinin hastalığıyla uğraşmaya başlayan sonrasında annesini kaybedip teyzesi ile yaşamaya başlayan CeeCee'nin hikayesini anlatıyor. Hayatın karanlık ve üzücü tarafıyla biraz erken tanışıyor ama bana kalırsa bu önündeki aydınlık dünyaya ilk güzel adımı oluyor. 

"Çöplükte yaşamaktan kurtulan bir kız olabilirsin, ama içinde yaşayan çöpten kurtulamazsın."

Kitap her ne kadar ufak bir kızın hayata tutunma çabasını anlatıyor olsa da aslında çok daha geniş bir içeriğe sahip. Restore edilmesi için uğraşılan eski evler, gelgitli komşuluk ilişkileri, siyah-beyaz ırkçılığı, aldatılmak, güvenmek, özgürlük, güzel bahçeler...



"Annem kurduğum her hayal için bir damla su döksek masmavi büyük bir gölün ortasında yüzen bir evde yaşamak zorunda kalırız derdi."

"Korkularına yenilmek gözlerini kör eder, elini kolunu bağlar. Sonunda bir bakmışsın, hayatının sonuna kadar hapis hayatı yaşamışsın. Korkuların seni dışarıdan özgür görünen bir mahkuma çevirmiş."


Kitap gerçekten bana okurken hem zevk verdi hem de hayatımda uygulayabileceğim şeyler kattı. Bazı insanların zihniyetinde okudun da ne oldu anlayışı vardır ya bu kitabı okuduğunuzda gerçekten içinizde bir şeyler oluyor. Kimi zaman acıyorsunuz CeeCee'ye kimi zaman ise hayran kalıyorsunuz. 


Bu güzel kitabı bizlerle buluşturduğu in İndigo Kitap'a teşekkürler...