Viktorya Dönemi edebiyatının en özgün kadınlarından Margeret Hale ile tanışmaya hazır mısınız?
Daha önce kapaklarla ilgili postumdan beş gün sonra da yorumumla sizinleyim...
Kuzey & Güney tur yaptığımız kitapların en kalınıydı, buna rağmen kitap kısa sürede aktı gitti. Distopik, fantastik aşığı birisi olsam da zaman zaman öyle bir klasik hastası olurum ki... :D Her tarza tabiri caizse bi kafa uzatıyorum ben :D Bir gün Açlık Oyunları okuyup diğer gün elinde Romeo ve Juliet ile dolaşabilen biriyim anlayacağınız.
Ama mesela bazı klasik kitaplar vardır ki bu kitaplar öyle ağırdır ki bir türlü okumak gelmez içinizden. Hani başlamışsınızdır ama bitirmek için okursunuz, sevmezsiniz. İşte Kuzey & Güney bunun tam tersi :D Korkuttum dimi sizi :P
Başta korktum dedim 650 sayfa, bu zamanda nasıl bitecek? Ya güzel değilse? Ama soruların hepsi çürüdü gitti.
Konusuna azıcık spoiler vermeden değinmek istiyorum. Margeret yaşadığı mütevazı, doğal kasabadan çok memnundur ama babasının yaşadığı olaylardan sonra bu kasabayı terk ederek, fabrikalarla dolu bir şehre gitmek zorunda kalırlar. Margeret ve annesi bu şehre ne kadar sevmese de artık bu şehirde olmak zorundadırlar. Ama bu şehirde Margaret'ı bekleyen tek şey pis fabrika dumanları değildir. Taptaze çörekler gibi kokan delicesine bir aşk da Margeret'ı beklemektedir. Ama bir insan başta nefret ettiği birine aşık olabilir mi, yoksa sadece olduğunu mu sanır? Demiş ya kitabın arkasında "Her şeyi değiştiren bir tanışma... Delicesine bir aşk... Yürek yakan sorgulamalar... Tadı damakta kalan bir edebiyat şaheseri..." çok da güzel açıklamış kitabı :D
Yine uzattım da uzattım ya :D Kısacası Kuzey & Güney herkesin severek okuyacağına inandığım, Kalbi Kitapla Atan Çocuk'un kalbini attırdığı gibi sizin de kalbinizi attıracak belki zaman zaman burkan, başucu kitabı olmaya aday, bambaşka bir klasik deneyimi... Bu deneyimi herkes denemeli bence...
Bir de kitabımızın mini bir dizisi ve filmi de varmış. En kısa zamanda izlemeyi planlıyorum :)
Bakışlara bakın... İzlenmez mi bu :D
Altın Bilek Yayınları'na yeniden teşekkürler...
a Rafflecopter giveaway
Kuzey & Güney tur yaptığımız kitapların en kalınıydı, buna rağmen kitap kısa sürede aktı gitti. Distopik, fantastik aşığı birisi olsam da zaman zaman öyle bir klasik hastası olurum ki... :D Her tarza tabiri caizse bi kafa uzatıyorum ben :D Bir gün Açlık Oyunları okuyup diğer gün elinde Romeo ve Juliet ile dolaşabilen biriyim anlayacağınız.
Ama mesela bazı klasik kitaplar vardır ki bu kitaplar öyle ağırdır ki bir türlü okumak gelmez içinizden. Hani başlamışsınızdır ama bitirmek için okursunuz, sevmezsiniz. İşte Kuzey & Güney bunun tam tersi :D Korkuttum dimi sizi :P
Başta korktum dedim 650 sayfa, bu zamanda nasıl bitecek? Ya güzel değilse? Ama soruların hepsi çürüdü gitti.
Konusuna azıcık spoiler vermeden değinmek istiyorum. Margeret yaşadığı mütevazı, doğal kasabadan çok memnundur ama babasının yaşadığı olaylardan sonra bu kasabayı terk ederek, fabrikalarla dolu bir şehre gitmek zorunda kalırlar. Margeret ve annesi bu şehre ne kadar sevmese de artık bu şehirde olmak zorundadırlar. Ama bu şehirde Margaret'ı bekleyen tek şey pis fabrika dumanları değildir. Taptaze çörekler gibi kokan delicesine bir aşk da Margeret'ı beklemektedir. Ama bir insan başta nefret ettiği birine aşık olabilir mi, yoksa sadece olduğunu mu sanır? Demiş ya kitabın arkasında "Her şeyi değiştiren bir tanışma... Delicesine bir aşk... Yürek yakan sorgulamalar... Tadı damakta kalan bir edebiyat şaheseri..." çok da güzel açıklamış kitabı :D
Yine uzattım da uzattım ya :D Kısacası Kuzey & Güney herkesin severek okuyacağına inandığım, Kalbi Kitapla Atan Çocuk'un kalbini attırdığı gibi sizin de kalbinizi attıracak belki zaman zaman burkan, başucu kitabı olmaya aday, bambaşka bir klasik deneyimi... Bu deneyimi herkes denemeli bence...
Bir de kitabımızın mini bir dizisi ve filmi de varmış. En kısa zamanda izlemeyi planlıyorum :)
Bakışlara bakın... İzlenmez mi bu :D
Altın Bilek Yayınları'na yeniden teşekkürler...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder